Türkiye'nin Karadeniz bölgesindeki bir dağ köyünde çekilen ”Topraktan Sürgüne”, tarımsal uygulamalardaki değişimlerin hem kırsal çevreyi, hem de yerel nüfus ile yaşadıkları arazi arasındaki ilişkiyi nasıl etkilediğini inceliyor. Yerel nüfusla yapılan röportajlardan kısa kesitler, bir zamanlar köylülerin çevreleri ile ilişkilerini tanımlayan, renkli ve duygusal bağları öne çıkaran "toprak"ın yerini, nasıl ticari göndermeleri olan "arazi kullanımı" kavramına bıraktığını ortaya koyuyor. Vahşi doğa evcilleşip ekili çay tarlalarına dönüştükçe, sevgi, saygı, sadakat kavramları da dönüşüyor. “Topraktan Sürgüne”, lirik bir sinema diliyle, doğal yaşam alanlarının ve eş zamanlı olarak sosyal değerler ile kültürel geleneklerin kaybından kaynaklanan duygusal travmayı anlatıyor.